Kur'an'ın İkliminde

 

54.Kamer Suresi

BismillahirRahmanirRahim

1.Hesabın görülme zamanı yaklaştı gerçek aydınlığa ulaştı.[1]

2.Hangi delili görseler yüz çeviriyorlar, “süregelen bir sihir!” diyorlar.[2]

3.Yalanlıyorlar, eğilimlerine uyuyorlar. Her işin bir gerçekleşme süreci var!

4.Sakındırıcılığı olan haberler kendilerine ulaşmış oluyor.

5.Tam bir hikmet ama uyarılar fayda vermiyor.

6.Onlardan uzak dur! O gün çağıran görülmedik bir şeye çağıracak!

7.Saçılmış çekirgeler misali başları öne eğik kabirlerinden çıkarlar!

8.Bakışları çağrıcıya yönelmiş olurlar! “Bu, zor bir gün!” der inkârcılar!

9.Öncelerinde Nuh toplumu da yalanlamıştı. Kulumuzu yalanlamışlardı ve “mecnundur!” demişlerdi. Azarlanmış idi engellenmiş idi.

10.“Başarısız oldum yardım eyle diye Rabbine seslenmiş idi.

11.Sağanak sağanak boşalan bir suya göğün kapılarını açmış idik.

12.Yerden nice kaynaklar fışkırtmış idik. Sular takdir olunan iş üzere buluşmuş idi.

13.Kulumuzu tahtaların ve çivilerin mamulatında taşımış idik.

14.İnkâr olunan kulumuza bir karşılık olarak gözetimimizde akıp gidiyor idi.

15.Bu durumu sonrakilere bir delil bıraktık, var mı ders alan?

16.Azabım ve uyarılarım nasılmış?

17.Doğrunun sunumu olsun diye Kur’an’ı kolay anlaşılır yaptık, var mı ki ders alan?

18.Ad toplumu da yalanlamıştı, azabım ve uyarılarım nasılmış?

19.Kesintisi olmayan felaket bir günde uğultulu bir hava akımını üzerlerine gönderdik.

20.Sökülüp atılan hurma kütükleri misali insanları çekip alıyordu.

21.Azabım ve uyarılarım nasılmış!

22.Doğrunun sunumu olsun diye Kur’an’ı kolay anlaşılır yaptık, var mı ki ders alan?

23.Semûd toplumu da uyarıları yalanlamış idi.

24.“Bizden bir insana mı uyacakmışız? Asıl o zaman sapıtmış, delirmiş oluruz!”

25.“Doğruyu sunma işi içimizden ona mı bırakılmış? Bilakis o bir yalancıdır küstahtır!” demişler idi.

26.Yalancının küstahın kim olduğunu yarın anlarlar!

27.Onlara bir deneme olarak o deveyi gönderen biziz. Onları gözetle ve sabırlı ol.

28.Suyun aralarında bir kısmet olduğunu onlara bildir! Her su kısmeti yeterince bulundurulur.

29.Arkadaşlarına seslendiler, işi üstlendi, deveyi kesip indirdi.

30.Azabım ve uyarılarım nasılmış!

31.Üzerlerine korkunç bir çığlık gönderdik, ağıl sahibinin gevrek otları gibi kırılıp döküldüler.

32.Doğrunun sunumu olsun diye Kur’an’ı kolay anlaşılır yaptık, var mı ki ders alan?

33.Lut toplumu de uyarıları yalanlamış idi.

34.Üzerlerine taşı toprağı kaldıran bir hava akımı gönderdik. Sadece Lut ailesini seher vaktinde kurtardık.

35.Katımızdan bir nimet olarak, şükredeni böylecene ödüllendiririz.

36.Acımasızca yakalayışımız konusunda onları uyarmıştı. Uyarılara nankör oldular.

37.Misafirlerine yakınlık kurmaya yeltendiler.[3] Gözlerini tamamen körelttik.[4] Artık tadınız azabımı uyarılarımı!

38.Sabahleyin erken vakit kesintisiz bir azap üzerlerinde belirdi.

39.Artık tadınız azabımı, uyarılarımı!

40.Doğrunun sunumu olsun diye Kur’an’ı kolay anlaşılır yaptık, var mı ki ders alan? 

41.Firavun ailesine de uyarılar ulaşmıştı.

42.Delillerimizi bütünüyle yalanladılar. Biz de onları her şeye güç yetirenin, her şeye kadir olanın ihtişamıyla yakaladık.

43.Sizin inkârcılarınız onlardan daha mı iyilermiş? Yoksa kitaplarda sizin için beraat kaydı mı var?

44.Yoksa “Biz kendimizi koruyabilecek kimseleriz!” mi diyorlar?

45.Tamamı yıkıma uğrayacaklar ve arkasın geri dönüp kaçacaklar!

46.Bilakis asıl yüzleşmeleri hesabın görülme zamanı olacak! Hesabın görülme zamanı daha feci daha acı olacak!

47.Suçta ısrarcı olanlar sapıtmışlardır delirmişlerdir![5]

48.O gün yüzüstü ateşe sürüklenecekler! “Nice sahneler sunanın dokunuşunu tadınız!” denecektir![6]

49.Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.

50.Bizim işimiz ancak bir göz kırpma misalidir.

51.Nice benzerlerinizi helak etmişizdir. Var mı ki ders alan?

52.Yaptıkları her şey kitaplarda kayıtlı olur.

53.Küçük büyük her şey satır satır tutulur.

54.Bilinçli duyarlı olanlar bahçelerdedir, nehirlerdedir.

55.Muktedir hükümranın katında sadakat makamına kurulurlar.


 

[1] “Saat yaklaştı ay yarıldı”. Ay yarıldı ifadesi Arapça da bir deyim olup mesele açıklığa kavuştu demektir. Peygamberler halkasının sonuncusunun gelmesi ve tebliği olan Kur’an’ın insanlığa ışık olmaya başlaması insanlık açısından sorgu gününün yakın olduğuna işarettir. Ayrıca her doğanın yüz yıllık zaman aralığındaki hayat serüveni dikkate alındığında kişinin hayatta oluşu onun için sorgu gününün yakın olduğuna işarettir. Her iki durumda da sorgu anının yakın olduğu ortada olup son peygamberin gelmiş olması ve neticede son vahyin aydınlığına girilmiş olması da ayın yarılması yani gerçeğin ayan beyan gün yüzüne çıkması anlamına gelir. Bu bakımdan aklını kullananlara hitaben saat yaklaştı ay yarıldı hesaba çekilme anı yakındır gerçek net ortaya çıkmıştır anlamını çağrıştırmaktadır.

[2] Yusuf Suresi 105. Ayette buyurulduğu üzere “Göklerde ve yerde nice ayetler var ki umursamayıp da geçip gidiyorlar”. Gerçek bu kadar net ortada iken gerçeğin peşinde olmayanlar için gerçeği gözünün içine soksan da bir şey ifade etmez. Ayrıca gerçeğin sunumu olan Kur’an karşısında gerçeğe kör duranların ayetleri umursamayanların nasıl yüz çevirdikleri ve “Bu, benzerleri sürekli olagelen büyülü bir söylemden başka bir şey değil” dedikleri anlatımı için Müddessir 18-25. Ayetlere bakınız.

[3] Cinsel emeller peşinde kafayı bozmuşlardı

[4] Artık uyanacak durumları kalmamıştı. Felaketin gelişini anlayacak bir dirayetten tamamen yoksun düştüler.

[5] Bak 24. Ayet…

[6] Sekar kelimesine Müddessir suresinin 28. Ayetinde yapılan tanımı esas alarak kurtuluşu olmayan azap ifadesini kullandık.

 

 
   
   
   
   
   
   
   
   
   
                                              
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   

Mustafa Arıcan Ayas

Free Web Hosting