Kur'an'ın İkliminde

 

22.Hac Suresi

BismillahirRahmanirRahim

1.Ey insanlar! Rabbinize bilinçli duyarlı olun. Hesabın görüleceği vaktin sarsıntısı gerçekten ağır bir durumdur.[1]

2.O anı gördüğünüz gün emzikli her kadın emzirmekte olduğunu unutur, hamile her kadın çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün ama sarhoş değillerdir. Lakin Allah’ın azabı şiddetlidir!

3.İnsanlardan bazıları bilgisizce Allah hakkında tartışmaya girerler ve her sapkın şeytanın peşine düşerler.

4.Kim şeytanı veli edinirse şeytan onu saptırır ve tutuşturucu azaba sürükler diye kayda geçirilmiştir.

5.Ey insanlar! Eğer yeniden diriliş konusunda bir tereddüdünüz varsa biliniz ki sizi biz topraktan, sonra özgü bir sıvıdan,[2] sonra bir bileşkeden,[3] sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnemlik et parçasından[4] yaratmışızdır. Size açıklamamız üzere böyle yapmışızdır. Gerek gördüğümüz kimseyi adı konmuş bir sürece kadar rahimlerde yerleşik tutuyoruz. Sonra sizi ileride yetişkin durumunuza ulaşabilmeniz üzere bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Bazılarınız vefat ettiriliyor, bazılarınız ulaştığı bilgi düzeyinden sonra hiçbir şey bilememesi üzere ömrün en perişan noktasına ulaştırılıyor. Yeryüzünü kupkuru görürsün. Ne zaman ki üzerine suyu indiririz kıpırdanır, kabarır ve her türlü güzelliklerden bitirir.

6.Böyle olması, asıl gerçeğin Allah olması, ölüleri diriltenin O olması ve O’nun her şey üzerinde takdiri olması sebebiyledir.

7.Kendisinde hiçbir tereddüdün olamayacağı hesabın görülme vakti mutlaka gelecektir. Kabirlerde olanları elbet Allah diriltecektir!

8.İnsanlardan bazıları bil bilgiye dayanmadan, bir doğruluk ölçüsü olmadan, aydınlatıcı bir kitaba tutunmadan Allah hakkında tartışmaya girerler. 

9.Allah’ın yolundan saptırmak üzere işi eğip bükerler. Dünyada rezil rüsva olmak onlar içindir. Huzura çıkış günü öylelerine yakıcı azabı tattıracağız!

10.“Bu netice kendi ellerinle öncelediklerin yüzündendir!” Yoksa Allah kullarına elbet zulmedici değildir.

11.İnsanlardan bazıları Allah’a kıyıdan kenardan kulluk ederler. Başlarına bir iyilik gelirse onunla hoşnut olurlar. Bir imtihanla yüzleşirse yüz çevirirler. Dünyada da kaybederler ahirette de kaybederler. İşte apaçık hüsran budur!

12.Allah’tan başkalarına da çağırırlar. Oysa onların bir zarara uğratacak,  bir fayda sağlayacak durumları yoktur. Derin bir yanlışta olmak işte böyle bir şey!

13.Zararı faydasından muhtemel olan kimseye dua ederler davet ederler. Ne kötü bir mevla ne kötü bir yoldaş!

14.Allah inanan ve uygun davranışlarda bulunanları içerisinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Elbet Allah irade buyurduğunu gerçekleştirir.

15.Kim Allah’ın kendisine dünyada da ahirette de yardım etmeyeceği gibisinden bir zanna kapılırsa semaya yönelik bir sebebe tutunsun sonra bu uğurda bir yol katetsin ve görsün bakalım bu planı can sıkıntısını giderir mi gidermez mi?[5]

16.Böylecene biz onu[6] apaçık deliller olarak indirdik. Elbet Allah murat edeni[7] doğruya iletir.

17.İnananların; Yahudilerin, Sabiîlerin, Hristiyanların, Mecusilerin; müşriklerin arasını huzura çıkış gününde elbet Allah ayırt edecektir. Şüphesiz Allah her şeye şahittir.

18.Görmez misin ki göklerdekiler, yerdekiler; Güneş, Ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar ve hayvanlar; insanların birçoğu Allah’a tam teslimiyet göstermektedirler. Birçoğuna ise azap müstahak olmuştur. Allah’ın hor tuttuğuna değer verebilecek yoktur. Elbet Allah gerek gördüğünü yapar.

19.Rableri konusunda tartışmaya girişen şu iki düşman kesime bak hele! Nasılsa inkârcı olanlar için ateşten elbiseler biçilmiştir!

20.Böylece karınlarında ne varsa derileri ile birlikte eritilir.

21.Demir halkalar demir kamçılar onlar içindir.

22.Keder dolu halleriyle ne zaman oradan çıkma yönünde irade ortaya koysalar yine konumlarına iade edilirler. “Tadınız yakıcı azabı!”

23.İnanan ve uygun davranışlarda bulunanları ise elbet Allah içerisinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Orada altın bilezikler ve inciler takınacaklardır. Oradaki elbiseleri ipeksi bir letafet sağlayacaktır.

24.Söz olarak tüm uygun nitelikleri sağlayan kelama ulaştırılmışlar ve değerlendirmeyi uhdesinde tutan Rabbin yoluna iletilmişlerdir.[8]

25.İnkârcı kesilenlere, Allah’ın yolundan alıkoyanlara, yerli yabancı herkes için eşit ölçüde nasip kıldığımız Mescid’i Haram’dan geri tutanlara, Orada yanlışa yönelme ve haksızlık etme yönünde irade ortaya koyanlara acıklı azabı elbet tattıracağız!

26.“Hiçbir şekilde bana ortak kılma! Gezinip ibret alacaklar için, kalıp iklimini soluyacaklar için, hakka boyun eğecekler için, tam teslimiyet gösterecekler için beytimi temiz tut![9]” diyerekten İbrahim’i Beytin[10] olduğu mekâna yerleştirmiştik.

27.İnsanlar için haccı ilan et ki gerek yaya gerekse zayıf düşmüş binekler üzerinde uzaklardan sana gelsinler.[11]

28.Kendileri için birçok menfaatlere tanık olsunlar ve Allah’ın onlara rızık olarak sunmuş olduğu dört ayaklı çift toynaklı hayvanların yırtıcı olmayan türleri[12] üzerine malum günlerde Allah’ın adını ansınlar. Onlardan siz de yiyin güç durumdakine de fakire de yedirin. 

29.Sonra bakımlarını gerçekleştirip arınsınlar[13] adaklarını yerine getirsinler ve o asil evi[14] tavaf etsinler.[15]

30.Mesele budur! Artık kim Allah’ın dokunulmazlarına saygılı olursa Rabbi katında onun için iyi olur. Doğrusu üzerinize okunanlar hariç enam türü hayvanlar[16] size helal kılınmıştır. Artık putlarla ilgili her türlü pislikten sakınınız, yalana dönük her sözden geri durunuz.

31.Allah’a gerçeklik üzere yönelimde olunuz, O’na ortak kılanlar gibi olmayınız. Kim Allah’a ortak kılarsa sanki gökten düşmüş de kuş kendisini çekiştiriyor ya da hava akımı kendisini ücra bir yere sürüklüyor gibi olur.[17]

32.Mesele budur! Artık kim Allah’ın ilke ve alametlerine saygılı olursa şüphesiz bu, kalplerin bilinçliliğinden duyarlılığındandır.

33.Allah’ın ilke ve alametleri size adı konmuş bir sürece kadar nice menfaatler sağlar. Sonra onların işlev kazanacağı asıl mahal o asil ev[18] olur.[19]

34.Rızık olarak sunduğu enam türü hayvanların[20] yırtıcı olmayan türleri[21] üzerine Allah’ın adını anmaları üzere her ümmet için bir ibadet yönelişi belirlemişizdir.[22] Sizin ilahınız tek ilahtır! Sadece O’na teslimiyet üzere olunuz! Gönülden teslimiyet gösterenleri müjdele!

35.O gönülden teslimiyet gösterenleri ki Allah söz konusu olduğunda kalpleri ürperir ve başlarına gelene sabır gösterirler. Yönelimi gereğince ifa edenlerdir ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gereğince sunumlar yaparlar.

36.Doğrusu bedeni gelişimini tamamlamış hayvanları sizin için Allah’ın ilke ve alametlerinden kıldık. Onlarda sizin için nice iyilikler vardır. Saflar halinde dizilmiş olduklarında üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzere düştüklerinde onlardan siz de yiyin kanaatkâr olana da muhtaç görünene de yedirin. Böylece onları hizmetinize sunduk ki belki şükredersiniz!

37.Onların etleri de kanları da kesinlikle Allah’a ulaşmaz. Lakin sizin bilinçliliğiniz duyarlılığınız ulaşır. İşte böylece size doğruyu sunduğu üzere Allah’ı büyük bilesiniz diye o hayvanları hizmetinize sunduk. Gereğince davrananları müjdele.

38.Elbet Allah inananları korumasına alır gözetir. Allah kesinlikle hainleri ve nankörleri sevmez.

39.Kendilerine savaş açılanlara savaşma izni verilmiştir. Zira onlar zulme uğramış durumdadırlar. Allah onlara yardım olunmasını takdir etmiştir.

40.Sırf “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için haksız yere vatanlarından çıkarılmışlardır. Eğer Allah’ın, insanları birbirleriyle etkisiz hale koyması olmasaydı herhalde manastırlar, kiliseler, havralar ve mescitler yerle bir edilirdi. Oysa oralarda Allah’ın adı çokça anılmaktadır. Allah’a yardım edene elbet Allah yardım eder. Şüphesiz Allah güçlüdür, her şeye güç yetirendir.

41.“Rabbimiz Allah’tır!” diyenlere eğer yeryüzünde imkân tanırsak yönelimi gereğince ifa ederler, uygunluğu sağlarlar, iyilik olarak kabul gören durumu öğütlerler, fenalıktan sakındırırlar. Bütün işlerin neticesi Allah’a bağlıdır.[23]

42.Eğer seni yalanlayacak olurlarsa onların öncesinde Nuh kavmi, Âd kavmi ve Semud kavmi de yalanlamışlardı!

43.İbrahim’in kavmi de Lût’un kavmi de yalanlamışlardı!

44.Medyen halkı da yalanlamışlardı! Musa da yalanlanmıştı. Netice de biz inkarcı kesilenlere bir süre tanıdık sonra da kendilerini yakaladık! Beni tanımazlık etmek de ne demekmiş! 

45.Helak ettiğimiz nice hak tanımaz memleketler ki çatıları yerle bir olmuştur, harabeye dönüşmüş nice kuyular, nice görkemli saraylar söz konusudur!

46.Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki akıl edebilecekleri kalpleri ya da duyabilecekleri kulakları olsun! Doğrusu asıl kör olan gözler değildir lakin sinelerdeki kalpler tam bir körlüğe gömülür.  

47.Senden azabı bir an önce istiyorlar! Zaten Allah vaadinden cayacak değildir! Gerçek şu ki Rabbinin katında bir gün saydıklarınızdan bin yıla benzer.[24]

48.Hak tanımaz olan memleketlerin nicesine süre tanıdık da sonra kendilerini yakalayıverdik. Nasılsa dönüş banadır!

49.De ki: Ey insanlar! Ben sizin için ancak gerçeği açıkça ortaya koyan bir uyarıcıyım.

50.İnanan ve uygun davranışlarda bulunanlar için mağfiret ve pek değerli bolca rızık olacaktır.

51.Delillerimizi etkisiz kılmaya çalışanlar ise cehennemin yakıtı olacaklardır!

52.Senden önce gönderdiğimiz resuller ve nebiler bir temennide bulundukları zaman elbet şeytan temennilerine karıştırmada bulunurdu. Ancak Allah Şeytanın karıştırdığı konuyu gündeme getirir, sonra Allah delillerini hâkim kılar. Allah hakkıyla bilendir, en doğru kararı verendir.

53.Şeytanın karıştırdığını kalplerinde hastalık olanlar ile kalpleri katılaşmış olanlara bir imtihan kılması üzere bu böyledir.[25] Doğrusu hak tanımazlar derin bir saplantı içindedirler.

54.İlim verilmiş olanların onun Rablerinden gelen gerçek olduğunu bilmeleri, ona inanmaları ve kalplerinin onunla mutmain olup yatışması üzere bu böyledir. Allah inananları mutlaka dosdoğru yola iletecektir.

55.İnkârcı kesilenler hesaba çekilme vaktinin kendilerine ansızın ulaşmasına yahut ümitlerin boşa çıkacağı günün azabına uğramalarına kadar onunla[26] ilgili mutlak bir tereddüt içinde olmaya devam edeceklerdir. 

56.O gün mutlak hükümranlık Allah’a aittir. Aralarında Allah hüküm verecektir. İnanan ve uygun davranışlarda bulunanlar nimet diyarı cennetlerde olacaklardır.

57.İnkârcı kesilen ve Delillerimizi yalanlayanlar için aşağılayıcı bir azap olacaktır!

58.Allah yolunda hicret ettikten sonra öldürülen ya da ölenlere Allah mutlaka güzel bir rızık lütfedecektir. Elbet Allah rızık verenlerin en iyisidir.

59.Onları razı olacakları bir ortama elbet dâhil edecektir. Doğrusu Allah bilendir, makul muamele edendir.

60.Durum budur! Kim uğratıldığı haksızlığa dengi ile karşılık verir de sonra kendisine saldırılır haksızlığa uğratılırsa elbet Allah ona yardım edecektir. Şüphesiz Allah affedicidir, bağışlayıcıdır. 

61.Durum budur! Allah’ın geceyi gündüze katması gündüzü de geceye katması üzere böyledir.[27] Elbet Allah işitendir, görendir.

62.Durum budur! Allah’ın gerçeğin ta kendisi olması, ondan başka çağırdıklarının boş olması üzere böyledir. Elbet Allah yüce olandır büyük olandır.

63.Allah’ın gökten su indirmesiyle yeryüzünün yemyeşil olduğunu görmez misin? Allah çok lütufkârdır, her şeyden haberlidir.

64.Göklerdekiler yerdekiler O’nundur. Allah kimseye muhtaç olmayandır, değerlendirmeyi uhdesinde tutandır.

65.Allah’ın yeryüzündeki her şeyi, denizlerde akıp giden gemileri kendi emri gereğince hizmetinize sunduğunu görmez misin? Onun yasasınca olması dışında göğün yere düşmesine imkân tanımadığını görmez misin? Doğrusu Allah insanlara çok merhametlidir, iyilikle muamele edicidir.

66.O’dur size hayat veren, sonra hayatınızı sonlandıran, sonra yeniden diriltecek olan. Doğrusu insan çok nankördür.

67.Biz her ümmet için kulluğu ortaya koyacakları bir ibadet yönelişi belirlemişizdir. Artık bu meselede seninle tartışmaya girmesinler. Sen Rabbine dua et Rabbine davet et. Kesinlikle sen dosdoğru bir yöneliş üzeresin.

68.Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: Allah yaptıklarınızı en iyi bilendir!

69.Ayrılığa düştüğünüz konularda huzura çıkış gününde aranızda Allah hüküm verecektir!

70.Bilmiyor musun ki Allah göklerde olanı da yerde olanı da bilir. Elbet bunlar bir yasa dâhilindedir. Kesinlikle Allah için bu kolaydır.

71.Allah’tan başkalarına da kul oluyorlar. Oysa Allah, kul oldukları hakkında bir belge indirmemiştir ve onlarla ilgili bir bilgi sahibi de değillerdir. Hak tanımazların hiçbir yardımcıları olmaz.

72.Delillerimiz kendilerine apaçık bir netlikte sunulduğunda inkârcı kesilenlerin yüzlerindeki fenalığın farkına varırsın. Neredeyse delillerimizi kendilerine okuyanlara saldıracaklar. De ki: Size bundan daha da beter olacak durumunuzu haber vereyim mi? Ateş var ya ateş! Allah onu inkârcı kesilenlere vaat buyurmuştur. Ne kötü bir sonuçtur!

73.Ey insanlar! Size bir misal getiriliyor ona kulak veriniz. Allah’tan başka çağırdıkları her ne varsa onlar bir sineği dahi yaratamazlar. Sırf bu iş için bir araya gelecek olsalar bile bu böyledir. Sinek bir taraflarını koparıp götürecek olsa ondan bunu bile kurtaramazlar. İsteyen de aciz istenen de aciz!

74.Allah’ı kendi takdiri olan gerçeklik üzere takdir edemediler.[28] Şüphesiz Allah güçlüdür, her şeye güç yetirendir.

75.Allah meleklerden de resuller seçer insanlardan da resuller seçer. Elbet Allah işitendir, görendir.

76.Onların önlerindekini de bilir arkalarındakileri de bilir.[29] Bütün işler sonuçta Allah’a dayanır.[30]

77.Ey inananlar! Hakka boyun eğen olun,[31] tam teslimiyet gösterin,[32] Rabbinize kul olun, iyilik yapın ki belki ferahlığa mutluluğa erersiniz.

78.Allah yolunda gereğince gayret gösterin. O sizi seçti ve dinde size bir zorluk kılmadı. Babanız İbrahim’in yaşantısı da bu idi. Resulün sizlere şahit olması ve sizlerin de insanlara şahit olmanız üzere sizi daha önce de bu kitapta da Müslümanlar[33] olarak isimlendirdi. Şu halde yönelimi gereğince ifa edin, uygunluğu sağlayın ve Allah’a bağlanın.[34] Sizin Mevla’nız O’dur. Ne güzel Mevla’dır ve ne güzel yardımcıdır!


 

[1] Bakınız Abese 34-37

[2] Meniden

[3] Zigottan

[4] Embriyonal dönem. Zigotun bölünmesiyle başlayan bir sonraki döneme kadar ki süreç

[5] Burada tutunulacak olan sebep Allah’ın ipi olan Kur’an’dır, Kur’an’ın sunduğu yoldur. Kur’an’la aydınlanan zihin kuruntulardan arınır eminlik üzere ömür bulur.  Bakınız 256-257

[6] Yani semaya yönelik olarak tutunulacak olan sebebi yani vahyi yani Allah’ın ipini yani Kur’an ayetlerini…

[7] Aydınlanma yönünde irade ortaya koyanı

[8] İnkârcı kesilmeyenler Rabbin güzel kelamıyla yüzleşebilmişler ve mutluluk yoluna girebilmişlerdir.

[9] Tavaf edenler için, kıyam duranlar için, rükû edenler için ve secdeye kapananlar için…

[10] Kâbe’nin

[11] Haccın vakti ilan ile belirlilik kazanır ve böylece bilinen aylarda hac günleri ifa edilir. İslam toplumu büyük bir birliktelik halinde bu organizasyonun günlerini belirleyip ilan etmeli ve böylece hac belirlendiği üzere bilenen aylarda ifa edilmelidir. Haccın sadece birkaç güne sıkıştırılması hem imkân açısından hem haccın bilinen aylarda olduğu şeklindeki Kur’an’ın ifadesi açısından hem de haccın ilanının gerekli olduğu noktasındaki Kur’an’ın buyruğu açısından uygun düşmemektedir.

[12] “Behimetul enam” yani “enamın behime” olanları. Enam genel anlamıyla çift toynaklı dört ayaklı hayvanlardır. Behime ise yırtıcı olmayan dört ayaklı hayvanları ifade eder.

[13] Tırnak, saç, koltuk altı, kasık ve benzeri temizliklerini yapsınlar.

[14] Kâbe’yi

[15] Hem bedenen hem zihnen arınsınlar böylece adam olmak üzere verdikleri sözlerine sarınsınlar hem de Kâbe’yi gezip ders almış bulunsunlar.

[16] Enam türünden kasıt dört ayaklı çift toynaklı hayvanlardır. Dört ayaklı çift toynaklı hayvanların yenmesi helal olup çift toynaklı olmasına rağmen domuz eti pis yani sağlıksız olduğundan Bakara suresi 173. Ayette ve Maide suresi 3. Ayette haram kılınmıştır.

[17] Benzeri bir ifade için Enam 125. Ayete bakınız.

[18] Kâbe

[19] Allah’ın ilke ve alametlerinin gerçek değerini yeryüzünde inşa edilmiş olan ilk tevhit evi olan Kâbe’nin ikliminde teneffüs edebilirsiniz.

[20] Enam türünden kasıt dört ayaklı çift toynaklı hayvanlardır. Dört ayaklı çift toynaklı hayvanların yenmesi helal olup çift toynaklı olmasına rağmen domuz eti pis yani sağlıksız olduğundan Bakara suresi 173. Ayette ve Maide suresi 3. Ayette haram kılınmıştır.

[21] “Behimetul enam” yani “enamın behime” olanları. Enam genel anlamıyla çift toynaklı dört ayaklı hayvanlardır. Behime ise yırtıcı olmayan dört ayaklı hayvanları ifade eder.

[22] Rab Teâlâ’ya bir yakınlık vesilesi olarak kurban kesmek Allah’ın meşru kılıp belirlediği bir kulluk yönelişidir.

[23] İmkân verilenler eğer gereğince davranırlarsa işte o zaman gerçekte “Rabbimiz Allah’tır” demiş olurlar.

[24] Yani Allah hiç aceleci değildir, o öfkeyle hemen cezayı kesmez.

[25] Yani şeytan tüm insanlara temennilerinden arzularından yaklaşır. Neticede resuller ve nebiler de insan oldukları için şeytan onlarda da aynı yolu dener.

[26] Vahiyle Kur’an’la ilgili…

[27] Evrendeki yasalar denge üzere işler. Geceden ne kadar kısalma olur gündüzden uzama olursa daha sonra bunun dengi bir durum söz konusu olur. İnsanlar arası ilişkilerde de bu denge gözetilir. Kimseye haksızlık edilmesine rıza gösterilmez. Geceyi kısaltır gündüzü uzatır gündüzü kısaltır geceyi uzatır.  Gündüzün başlangıcında geceyle gündüz iç içe olur, karanlıktan aydınlığa geçiş süreci yaşanır; gecenin başlangıcında gündüzle gece iç içe olur, aydınlıktan karanlığa geçiş süreci yaşanır. Tüm bunlar Allah’ın evrene koyduğu yasaların bir neticesidir. Bu yasalar toplumsal ilişkilerde ve olaylarda da benzeri şekilde işler.

[28] Allah’ı kendini tanıttığı üzere tanıyamadılar. Allah’ın belirlediği ölçülere göre Allah’a bağlanamadılar.

[29] Onların gözleri önünde olanları da bilir onların ardından olanları da.

[30] Allah’ın yasalarına bağlı olmaksızın Allah’ın iznine istinaden olmaksızın hiçbir şey gerçekleşemez.

[31] Lafzen rükû edin

[32] Lafzen secde edin

[33] Allah’a kayıtsız şartsız teslimiyet gösterenler.

[34] Allah’a gönülden bağlanın, sadece O’na yönelin, sadece O’na kul olun, sadece O’ndan isteyin.

 

 
   
   
   
   
   
   
   
   
   
                                              
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   
   

Mustafa Arıcan Ayas

Free Web Hosting